Küçük bir bölgenin, kısıtlı bir zaman diliminden kalma arkeolojik kalıntılar ile ilgileniyoruz.
İlgi alanımız Ege. Ege, Akdeniz ile Anadolu arasında kalmış bir bölge. Ege'ye doğu Akdeniz mi desek, yoksa batı Anadolu mu? İkisi arasındaki fark çok önemli. Avrupa'lı Ege'yi doğu Akdeniz olarak adlandırırken kendi uygarlığının doğu sınırındaki son topraklar olarak görüyor. Asya'lı ise tam tersine batı Anadolu adını verdiğinde kendi topraklarına katıyor Ege'yi. Ege bir kesişim kümesi gibi. Ege'nin herşeyinde bu karmaşa kendini gösterir. Müziği, yemeği, dili, dini, mimarisi ile bir sentezdir Ege.
Dünya, son 3 milyon yıldır bakıp beslediği insanlık için 4,5 milyar yıl hazırlandı. İnsanoğlu da dünyadaki 3 milyon yıllık ömrünün ilk 1 milyonunu alet kullanmadan geçirdi. Alet kullanmamızın öyküsü 2 milyon yıl önce taşı yontmamızla başlıyor.
Anadolu'nun yerli halkı Hattiler idi. Hattiler'den öncesi Anadolu'nun prehistorik dönemidir. Kuzey Atlantik kıyılarından göç eden Hint-Avrupa ırkı batıda Avrupa halklarını, doğuda Hint halkı ve Anadolu'da Hititler'i oluşturdular. Göç, çok önceleri başlamış olsa da büyük kitlelerin gelişi MÖ. 21-20. yüzyıllarda olmuştur.
Hititler, kendilerine Nesiler diyordu. Anadolu'da yazıyı kullanan ilk uygarlık Hititler'dir. Bu yüzden Anadolu tarihi Hititler ile başlar denilebilir. Hattiler hakkındaki bilgilerimizin çoğunu da Hitit kaynaklarından alırız. Bu nedenle, hakkında az da olsa bilgi sahibi olduğumuz Hatti uygarlığına ön tarih uygarlığı (protohistorik uygarlık) denir.
Ege'de medeniyetin başlangıcı M.Ö.4000-3000 kadar eskidir. Bu süre içinde Ege'de Girit, Mora, İyon ve adalar Medeniyetleri görülür. Giritlilerin medeniyetine, Mora'ya yerleşen Akalar son vermişti. Akalar'ın Mora medeniyetini de Yunanistan'a kuzeyden giren Dor'lar yıktı.
Ege MÖ. son bin yıla büyük bir kargaşa içinde girdi. Troya son kez yıkılmış, Hitit Devleti çökmüştü. Ege topraklarında kaos hakimdi.
Ege defalarca Helen göçü almıştır. Çöken Troya halkı da eski Helen göçerleridir. Yüz yıl önce Ege'ye Hellas'tan göç eden Myken uygarlığı bitiyordu. Aynı yıllarda Hellas Dor adlı güçlü bir ırkın istilasına uğradı. Hellas'ta huzur kaçmıştı. Helenler yeni bir kafile ile Ege'ye göç etti. Göç eden Helenler batı Anadolu kıyılarına yerleşti. Ege'deki kaosun bir sonucudur ki göçmenler hiçbir direnç ile karşılmadı. Belki bu yüzden olsa gerek, birçok kentte Ege halkı ile Helenler iyi ilişkiler içinde idi. Bu kentler yerli halkı yurttaşları kabul ettiler. Ancak kurulan kentler Helen kenti niteliğindedir. Kent kurumları Helen tarzı düzenlenmiştir.
İlk göç kafileri Aioller idi. Aioller, Midilli (Lesbos) adası ve kuzey Ege'de bugünkü İzmir ilinin kuzeyi ve Balıkesir ilinin deniz kıyısına yerleştiler. Bu bölgeye Aiolis adı verildi. Aioller İyonlar'ın kuzey komşuları oldular.
Aioller'i İyonlar izledi. İyonlar Sisam ve Sakız adasının yanısıra orta Ege'de daha geniş bir toprağa yerleştiler.
Kaçan İyon ve Aiol halkını Dorlar izledi. Dorlar ise Rodos ve güney Ege'de günümüzün Muğla kıyılarında Karia'yı kurdu.
Aiol kentleri, İyon kentlerinin yanında çok sönük kaldı. Döneminde içe kapanık ve yörenin politik durumuna etki edemeyen kentler olduklarından tarihsel gelişimlerini bile bilmediklerimiz var. Smyrna, bir Aiol kentidir. Ancak erken bir tarihte İyon kenti kimliğine bürünür. Bu yüzden Smyrna hakkında bilgimiz daha fazla.
Anadolu'nun yerli halkı Hattiler idi. Hattiler'den öncesi Anadolu'nun prehistorik dönemidir. Kuzey Atlantik kıyılarından göç eden Hint-Avrupa ırkı batıda Avrupa halklarını, doğuda Hint halkı ve Anadolu'da Hititler'i oluşturdular. Göç, çok önceleri başlamış olsa da büyük kitlelerin gelişi MÖ. 21-20. yüzyıllarda olmuştur.
Hititler, kendilerine Nesiler diyordu. Anadolu'da yazıyı kullanan ilk uygarlık Hititler'dir. Bu yüzden Anadolu tarihi Hititler ile başlar denilebilir. Hattiler hakkındaki bilgilerimizin çoğunu da Hitit kaynaklarından alırız. Bu nedenle, hakkında az da olsa bilgi sahibi olduğumuz Hatti uygarlığına ön tarih uygarlığı (protohistorik uygarlık) denir.
Ege'de medeniyetin başlangıcı M.Ö.4000-3000 kadar eskidir. Bu süre içinde Ege'de Girit, Mora, İyon ve adalar Medeniyetleri görülür. Giritlilerin medeniyetine, Mora'ya yerleşen Akalar son vermişti. Akalar'ın Mora medeniyetini de Yunanistan'a kuzeyden giren Dor'lar yıktı.
Ege MÖ. son bin yıla büyük bir kargaşa içinde girdi. Troya son kez yıkılmış, Hitit Devleti çökmüştü. Ege topraklarında kaos hakimdi.
Ege defalarca Helen göçü almıştır. Çöken Troya halkı da eski Helen göçerleridir. Yüz yıl önce Ege'ye Hellas'tan göç eden Myken uygarlığı bitiyordu. Aynı yıllarda Hellas Dor adlı güçlü bir ırkın istilasına uğradı. Hellas'ta huzur kaçmıştı. Helenler yeni bir kafile ile Ege'ye göç etti. Göç eden Helenler batı Anadolu kıyılarına yerleşti. Ege'deki kaosun bir sonucudur ki göçmenler hiçbir direnç ile karşılmadı. Belki bu yüzden olsa gerek, birçok kentte Ege halkı ile Helenler iyi ilişkiler içinde idi. Bu kentler yerli halkı yurttaşları kabul ettiler. Ancak kurulan kentler Helen kenti niteliğindedir. Kent kurumları Helen tarzı düzenlenmiştir.
İlk göç kafileri Aioller idi. Aioller, Midilli (Lesbos) adası ve kuzey Ege'de bugünkü İzmir ilinin kuzeyi ve Balıkesir ilinin deniz kıyısına yerleştiler. Bu bölgeye Aiolis adı verildi. Aioller İyonlar'ın kuzey komşuları oldular.
Aioller'i İyonlar izledi. İyonlar Sisam ve Sakız adasının yanısıra orta Ege'de daha geniş bir toprağa yerleştiler.
Kaçan İyon ve Aiol halkını Dorlar izledi. Dorlar ise Rodos ve güney Ege'de günümüzün Muğla kıyılarında Karia'yı kurdu.
Aiol kentleri, İyon kentlerinin yanında çok sönük kaldı. Döneminde içe kapanık ve yörenin politik durumuna etki edemeyen kentler olduklarından tarihsel gelişimlerini bile bilmediklerimiz var. Smyrna, bir Aiol kentidir. Ancak erken bir tarihte İyon kenti kimliğine bürünür. Bu yüzden Smyrna hakkında bilgimiz daha fazla.
Sevgili Hakan,
YanıtlaSilBaşlangıç için iyi bir giriş. Dil ve anlatım iyi. Halikarnas balıkçısı rahmetl,i Cevat Şakir "Altıncı Kıta Akdeniz " adlı kitabında bu bölgeyi "Arşipeld" olarak adlandırır. Ve Ulu önderimiz Atatürk " Ordular İlk hedefiniz AKDENİZdir İleri " derken Ege denizini gösteriyordu. Ve bu rasgele değil bilinçli yapılmış bir tercihti. Ama sonuçta Halikarnas Balıkçısının ortaya attığı bir görüşe göre de zeybekler ilkçağdan kalma " İobakkhi" adlı bir topluluktan türemedir. Ve de bizim projemiz iyonları kapsıyorsa Ege Denizini kullanmakta bir sakınca yok.
Bir öneri: Kitabın giriş bölümü için bugüne kadar bu bloga yazdıklarını ve ilk sunumda anlattıklarını bir algoritm içinde harmanlayarak bir giriş yazısı yazsana. Böylece kitap içinde ilk adımı atmış oluruz. Ben de uygun bir zamanım da Diyanizos ve diyanizos sanatçılarını tek bir yazı da toparlayacağım
Emeğin için saygılar, selamlar