27 Ocak 2010 Çarşamba

İYON GEZGİNLERİ.3; KLAROS

İYON GEZGİNLERİ 3. KLAROS
Tepedeki Notion ören yerinden araçlarımızı park ettiğimiz alana iniyoruz. Hulusinin el çabukluğu ile yaktığı ateşin üzerinde şişlere geçirdiğimiz sucukları kızartıp, ekmek arası yapıyoruz. Turşumuz, yoğurdumuz, rakımız, şarabımız keyfimizi tamamlıyor. Notıon tırmanışının acıktırdığı karnımızı doyurduktan sonra ateşimizi özenle söndürüp çöplerimizde poşetleyip yanımıza alıyoruz.
Şimdi rotamız 2 km içerdeki kehanet ve bilicilik merkezi Klaros. Anayoldan ayrılıp dar bir köy yoluna sapıyoruz. Karşımızdan gelen araçtan, el kol hareketleri ile kapalı olduğunu anlatmaya çalışıyorlar ama zaten yol dar dönmek için Klarosa kadar gitmemiz gerekiyor.
Tanrı ve kahinler bizi seviyor sanıyorum. Biz araçlarımızı döndürmek için manevra yaparken ağzında sigarasıyla bir amcam geliyor ve cebinden anahtarını çıkarıp asma kilidi açıyor.
Bu arada bugün gördüğümüz antik kentler içinde düzenlemesi en iyi yapılmış ören yerindeyiz. Tel örgülerle çevrilmiş, güvenli bir girişi, düzenli bir otoparkı ve bekçisi olan bir ören yeri. Ören alanı da tertemiz ve bakımlı.
Akşam güneşinin yumuşak sıcak sarı ışıkları iyon sütun başlıklarına vuruyor. Kazı alanı sular içinde. Kehanetlerin yapıldığı tapınağa doğru ilerliyoruz. Birbirinden kalın duvarla ayrılmış tonozlu iki ayrı hücre mevcut. Kehanet için gelen kişi bunlardan birine merdivenlerle iner küçük bir labirent dehlizden geçtikten sonra karanlık hücrede beklermiş, diğer kemerli girişten de kahin gelir, kehanette bulunacağı kişiyi hiç görmeden kendi hücresinin içindeki havuzdan bir tas su içer ve kahanette bulunurmuş.
Biz oldukça düzgün yapıyı, kesme taşları inceleyip “ – Acaba o zamanki medeniyet bugünkünden ilerimiydi?” diye düşünürken Hakan da bir yandan bize klarosu anlatıyordu.
“Klaros ören yeri Notion'dan ve denizden 1.6 km. kuzeyde Kolophon'dan 13 km güneydoğuda yerleşmiştir. Hiçbir dönemde bir kent olamamıştır. Kolophon'a bağlı topraklar içinde kalan Klaros, Apollon Tapınağı ve bunlarla ilgili diğer yapıları kapsar. Klaros'taki Apollon Tapınağı aynı zamanda kehanet yeri olduğundan Hellenistik Dönem ve özellikle Roma Çağında çok ünlü idi.Deniz yönünden gelenler, kutsal ormanın başlangıcında M.Ö. 2. yüzyılda inşa edilmiş olan propylondan geçerek kutsal yola giriyorlardı. Yaklaşık kare bir yapı olan propylon Dor düzenindedir. Krepis üç basamaklıdır. Tapınağa dönük yüzünde iki sütunu vardır. Sü­tunların iç yüzlerinde M.S. 2. yüzyılda işlenmiş olan yazıtlar bulunmaktadır. Bunlar Ana­dolu, Trakya ve Doğu Avrupa'dan Apollon kâhinine danışmak üzere gelen heyetlerin listesini kapsamaktadır. Bundan başka, Tanrı Apollon'a ilahiler söyleyen erkek ve kız çocuklar ile gençlerin adları da bu sütunlar üzerine yazılmıştır.Propylonun kuzeyinde kutsal yola ait bazı kaideler ile kaide temelleri bulunmaktadır. Yolun batısı tapınağa kadar kazılmıştır. Bu kısım geç dönemlerde inşaa edilmiştir. Burada Roma Çağı ileri gelenlerine ve özellikle Romalıların Asya Eyaleti valilerine ait kaideler, steller ve heykelleri içeren ticari işlere ayrılmış bir küçük anıt sırası düzenlenmiştir. Bunların arasındaki en önemli anıt, bir zamanlar içinde üç heykelin bulunduğu 8 m. genişliğinde, bütünü ile iyi korunmuş, yarım daire şekilli bir exedradır. Propylon sütunlarının üzerindekilere benzer yazıtlara, bu yarım dai­re şeklindeki yapıda da rastlanmaktadır.Kuzeydoğuda ise Geç Roma Dönemi'ne ait olan evlerin kalıntıları görülmektedir.Kutsal yol, tapınağın doğu cephesinde sona erer. Homeros'un dizelerine göre bu kutsal yer önemli bir kült merkezi idi. Tapınak bir tepe üzerinde inşa edilmeyip bir düzlükte yer almıştır. Aslında Anadolu'daki büyük tapınakların ve özellikle İyon tapınaklarının çoğu düzlük üzerine yapılmıştır. İyon tapınakları bir düzlükte daha güzel görülür. Fakat bu kez nedeni bu olamaz. Çünkü tapınağın mimarisi Dor düzenindedir. Nedeni burada kutsal bir kaynağın ve ormanın bulunmasıdır. Kutsal alan, antik dönemde Ales ya da Halesos adını taşıyan ve İonia'daki en soğuk suya sahip olduğu söylenen küçük bir ırmağın vadisin­de kurulmuştur. Irmak çağımızda her kış taşmaktadır. Bu yüzden, yüzyıllar boyunca bıraktığı mil, kalıntıları büyük ölçüde örtmüş­tür. Nitekim, tapınağın konumu bile son yıllarda öğrenilebilmiştir.Klaros bilicilik merkezi, Hıristiyan Döneminde de varlığını uzun süre koruyabilenlerden biridir. Sonunda tapınak bir deprem ile yıkılmış, kalıntılarını da zaman içinde ırmağın mili örtmüştür.Tapınağın bir deprem sonucu çöktüğü bilinmektedir. Fransız kazıları, suyun kesintisizce yükselmesi nedeniyle güç ko­şullar altında sürdürülmüştür. Ören yerinin çok geçmeden yine mil ile kaplanacağından korkulmaktadır. Yağışlar sırasında su, ta­pınağın döşemesine dek yükselmektedir.Tapınak 26 x 46 m. gibi büyük boyutlarda ve Dor düzeninde inşa edilmiştir. Uzun kenarlarında on bir, kısa kenarlarında ise altı sütun bu­lunan bir peripteros şeklinde inşa edilmiş olup, beş basamaklı bir krepis üstündedir. Bazı sütunlar, başlıkları ve tam­burları ile yerde yatmaktadırlar. Yedi sütun başlığı ile 150 tambur bulunmuştur. Sütunla­rın çapı 1,60 m'dir. Stilistik karşılaştırmalara göre tapınak 4. yüzyılın sonunda ya da Hellenistik Dönem'in başında inşa edilmiş olmalıdır. Architrav üzerindeki yazıta göre peripteros, İmparator Hadrian zamanında tamamlanmıştır. En iyi korunagelmiş kısım tapınağın doğu cephesidir. Başka yapı­larda kullanılmak üzere, batı taraftan çok miktarda taş alınmıştır. Cellada saptanan kalıntılardan bu yerde daha önceki devirlerde de Apollon'a ait bir tapınak bulunduğu anlaşılmaktadır. Cellanın içinde Apollon, Artemis ve Leto'nun kolosal ölçüdeki heykellerinin büyük parçaları bulunmuş olup, bunlar günümüzde yerlerinde durmaktadırlar. Roma İmparatorluk Döneminde basılan Kolophon sikkelerinde görülenlere göre bu parçaları tamamlamak olasıdır. Paralar üzerinde Apollon oturmuş ve sol elini bir gitara dayamış olarak tasvir edilmiştir. Sağ elinde defne dallarından bir demet tutan Apollon'un solunda annesi Leto, sağında ise omuzunda okluğu ile kızkardeşi Artemis ayakta durmaktadır. Ele geçen parçalardan da gerçekten Apollon'un oturduğu, di­ğer iki tanrıçanın da ayakta durdukları anlaşılmaktadır. Var olan kalıntılar Apollon heyke­linin 7-8 m. yüksekliğinde olduğunu ortaya koymaktadır. Örneğin bacağı 3,50 m., sağ kolu 3,35 m. uzunlu­ğundadır.Tapınağın yaklaşık 24.4 m. doğusunda, 9 x 18,45 m. ölçülerinde büyük bir mermer sunak yer alır. Yüzeyinde iki ayrı kurban masası­nın izleri vardır. Masalardan biri Apollon'a, öbürü Dionysos'a aittir. Ortak tapım bir kez daha Delphi'yi anımsatır. Apollon kışın üç ay süreyle Delphi'yi bırakıp, güneş ışığından yararlanmak üzere kuzey rüzgârının ötesindeki Hyperborealılar ülkesine gidince, ye­rine Dionysos geçmiştir. Klaros'ta ele geçirilmiş olan bir decretum'dan, Apollon'a adanmış bayramların her beş yılda bir kutlandığı anlaşılmaktadır.Tapınak ile sunak arasında kuzey-güney yönünde yerleştirilmiş 4 sıra halinde 100 adet hayvan bağlama bloğu bulunmaktadır. Üzerlerinde birer demir halkanın yer aldığı dikdörtgen formlu taş bloklar şimdiye dek bulunmuş olan tek örnektir ve kurban törenleri için yapılan düzenlemelerle ilgili bilgi vermesi açısından büyük önem taşımaktadır.Sunağın kuzeyinde Dionysos'a adanmış, iyi durumda taştan bir güneş saati yer alır. Üzerinde Hellenistik Dönem'den bir agoranomosun (agorayı yöne­ten) sunu yazıtı bulunmaktadır. Sunağın güneyindeki bir yazıt Cicero'nun kardeşi, Asya Eyaleti Valisi ûuintus Tullius Cicero adına dikilmiştir. Daha güneyde çok iyi korunmuş bir exedra ile taştan bir koltuk görülmektedir. Koltuğun kol konulan yerleri kanatlı yılanlar şeklindedir.Ana tapınağın kuzeybatısında İyon düzeninde küçük bir tapınak ve önünde sunak bulur. Tapınağın Klaros Artemis'ine adandığı, önündeki sunağın yanı başında ele geçen bir tanrıça heykeli üzerindeki ya­zıttan anlaşılmıştır. İ.Ö. 6. yüzyıl karakterleriyle kazınmış yazıt, heykelin Artemis'e sunulduğunu bildirmektedir. Sunuyu yapan ki­şi kültün ilk rahibi olduğuna göre tapınağın bu dönemde kuruldu­ğu açıktır. Tapınakta bir kült heykeli ele geçmemiştir. Fakat sik­keler, Klaros Artemis'inin genel çizgileriyle Ephesos Artemis'ini andıran, kesinlikle Yunan-dışı bir ikonografyaya sahip olduğuna işaret etmektedir. Bu küçük tapınağın hemen ya­nında altı adet sunu taşı yer almaktadır. Bunlardan hepsi geç devirden olup, bir tanesi Poseidon Themeliouchos, bir diğeri de Miletli tanrıça Artemis Pythia için dikilmiştir.Kazılarda gün ışığına çıkarılan heykel ve kabartmalar İzmir Arkeoloji Müzesi'nde ser­gilenmekte olup, çok güzel bir işçilik gösterirler. Bunlar arasında bir Hellenistik friz parça­sı ile her iki elinde kurbanlık bir dana tutan Arkaik Dönem'e ait bir erkek heykeli özellikle belirtilebilir.”
Güneşin son ışıkları ile Klaros’tan çıkıyoruz. Menderes üzerinden İzmir’e doğru yola devam ediyoruz.
İyon gezginlerinin bir sonraki programında Klozemenai ve Erytreia var. Temamız zeytinyağı, ilk zeytin işliği ve kadın kahinler olacak.
Yeni gezilerimizde buluşmak üzere…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder