17 Kasım 2009 Salı

İzmir İmbatı

Sayın Hakan KILAVUZ sizi tanıyabilir miyiz?

Merhaba;
Hakan Kılavuz, amatörlüğü seven biri. Profesyonel olduğum tek konu kadın hastalıkları ve doğum uzmanlığı. Bu konuda da on yıllık profesyonelim. Amatör eş, amatör baba, amatör müzsyen ve şimdi de amatör gezgin oldum. Amatörlüğü seviyorum. Ud hocam merhum Onur Akdoğu'ya bir gün "Keşke konservatuvara girseydim. Daha mutlu olurdum." dediğimde hocam şöyle cevap verdi. "Konservatuvara girmeden de müzik ile uğraşılır. Hatta bilimsel anlamda uğraşılır. Uğraşmaya daha fazla zaman bulursun. Bu zamanını daha fazla severek uğraşına verirsin." Her sabah kalkıp traşınızı olup gittiğiniz şey iştir. İş, eninde sonunda sıkar insanı. Ancak hobi öyle değil. Bir arkeolog için iş olan benim için eğlence. Siz eğlenip göbek atarken acaba müzisyen de eğleniyor mu?

"İyon Gezginleri" projesi nasıl ortaya çıktı?

Aslında proje rakı bardağından fırlayıp çıktı diyebiliriz. Bu yaz, grubun erkek üyeleri hiç yapmadığımız bir şey yaptık. Eşlerimizi yanımıza almadan bir akşam yemeğine çıktık. Hulusi'nin deyimiyle "dört sap". Gezi, benim planlı bir eylemim olarak teklif edildi. Biz zaten uzun yıllardır ara sıra bir araya gelen ve daha sık gelmek isteyen bir ekibiz. Kış ayları birlikteliklerin azaldığı, şehir insanının evine kapandığı aylara bir etkinlik kazandırmak istedim. Benim meslek gereği menzilim çok uzun değil. Yani yatılı kalacağım bir yerden İzmir'e uzaklığımın en fazla 1 saat olması gerekiyor. Bu nedenle yakın civarı gezmemiz gerekiyordu. Gezilere kültürel bir nitelik katmak önemli bence. Arkeoloji, Türkiye'de ve özellikle de Ege'de yaşayan biri için kaçınılmaz ilgi alanı. İzmir civarı, kültür ve arkeoloji birleşince İyon kentleri ortaya çıktı. O gece kandaki alkol düzeyi 1 dubleyi geçince açtım konuyu. Hemen kabul gördü. Gerçi Melek Hanım, mesai bitiminden sonra verilen sözlerin büyük oranda tutulmayacağını söyledi. Hatta bunun üzerinde akşam yemeği ve alkol etkisi de vardı. Ancak arkadaşlarımız gezi fikrine sıkı sarıldılar.

Amatör bir guruptan bahsediyorsunuz. Bu gurubu kimler oluşturuyor?

İyon Gezginleri sekiz çekirdek kişiden oluşuyor. Biz eğlenmeyi seven küçük bir grubuz. Bizi bir araya getiren şahane bir rastlantıdır. .... yılında sevgili eşim Aslı Kılavuz, diyaliz hekimliği için Ege Üniversitesi'nde kursa başladı. Gelir, gider kurs arkadaşlarını anlatırdı. Bir grup adamı bana o kadar çok anlattı ki kıskançlıkla karışık bir merak ile tanışmak istedim. Kurs grubundan Hulusi Sam, toparlayıcı bir kişiliğe sahip. Bizi Ege Üniversitesi lokalinde bir araya getirdi. Bir akşam yemeği yerken defalarca sevgili eşi Leman Sam'dan bahsetti. Herkesin merak odağı haline gelen Leman Sam ile tanışmamız 1 ay sonra oldu. Hulusi Bey, grubun en ihtiyarı olması itibariyle doğal sözcüsü de olacaktı. En özgür arkadaşımız Ahmet Miraç Yüm idi. Marmaris'te yaşadıkları için Ahmet'in eşi ile birkaç yıl sonra tanıştık. Birkaç yıl içinde Ahmet ve eşi Melek Yüm de İzmir'e taşındı. Melek, tam bir iş bitirici. Her ortamda çözüm bulabilecek bir kişidir. Grubumuzun gezi konusunda amatörden ziyade profesyonele en yakın üyesi Cengiz Tümer'i özellikle en sona bıraktım. Cengiz ve eşi Aydan Tümer emekliliğin verdiği bir rahatlıkla kendilerini doğa, gezi ve kültüre verdiler.

Nasıl hazırlanıyorsunuz?

Amatör bir ruhla. Son 3 aydır, günde ortalama 4 saat arkeoloji kitabı okuyorum. Önceleri turistler ve sonra turizm rehberleri için hazırlanmış el kitaplarını okumaya başladım. Tam bir magazin ile karşılaştım. Magazinin iyi tarafı eğlenceli ve akılda kalıcı olması. Ancak insan kısa sürede gerçek bilgiye acıkıyor. Ülkemiz arkeolojik eserler açısından zengin olduğu kadar arkeologlar açısından da şanslı. Arkeoloji hocalarımız ve arkeologlarımız çok ve çok donanımlı. Verdikleri eserler de hem sayıca çok, hem de doyurucu. Gerçek bilgi açlığımı ne ile gidereceğimi sormak için aradığım her profesyonel çok güzel önerilerle döndü bana. Şimdi hocalarımızın çalışmalarını okuyoruz.
Bilgilerin aramızda paylaşılması ve birbirimize sunulması da çok önemli bir konu. Ben ömrüm boyunca gereğinden fazla didaktik bir kişi oldum. Bunda annem ve babamın öğretmen olması da etkili olmuş olabilir. Ancak böyle bir hobi grubunu sıkamazsınız. İnsanlar zevk almak için yaptıkları bir iş eziyete dönüşürse çeker, gider. Kasım ayında yaptığımız ön sunumda arkadaşlarımızı sıkmadan projeden bahsetmeyi başarabildim. Aslında saf erkeoloji çekici olmaz. Bu yüzden gidilecek hedefler için birer tema seçmeye karar verdik. İlk gezimiz olan Teos gezisinin teması Dionysos Sanatçıları. Her temanın ana konusunda kısa bir açılış konuşması yapmak ve sonra konuşmaları yönetmek için bir arkadaşımız görev aldı. Bu temanın ve Teos gezisinin yöneticisi Hulusi Bey. Hulusi, sanatçı kişiliği ile bu konuya tam uyum sağladı diye düşünüyorum.

Bu projeden beklentileriniz nelerdir, neyi amaçlıyorsunuz?

Aslında hedefimiz kültür içeriği zengin, birbirimizle zaman geçirebileceğimiz, eğlenceli bir kış. Ancak proje ilerledikçe güzel hedefler oluşmaya başladı.

Bu projenin sonunda bir kitap oluşturma ya da kısa bir belgesel film gibi çıktı beklentileriniz var mı?

Biz milletçe gününü yaşayan bir yapıya sahibiz. Yani not almıyor, geleceğe belge bırakmıyoruz. Bu, tarihsel toplum kimliği oluşumunun önünde önemli bir engel. Örneğin bir soyağacı oluşturma fikrim onyıllardır var ama birkaç ay önce başladım. Çok değerli pekçok bilgiyi taşıyan akrabalarımı kaybetmiş ve bilgilere ulaşmamın imkansız hale gelmiş olduğumu üzülerek gördüm. Dijital devrimden buyana çektiğimiz fotoğrafarı karta bastırmıyoruz. Hepsini kaybediyoruz. Bu defa öyle olmasın istedik. Gezlierde çektiğimiz filmlerin kolajını yapıp bir CD seti yapalım. Çektiğimiz fotoğrafları, anılarımızı, okuduklarımızdan edindiğimiz bilgileri not edelim. Bundan çocuklarımızın, torunlarımızın ve tüm geziseverlerin okuyabileceği bir eser çıkarsa mutlu olacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder