21 Ekim 2009 Çarşamba

Dionysos ve Dionysos Sanatçıları




DİONYSOS

Teos’luların ana tanrıçası bir adla değil birçok adla anılmaktadır. Dionysos, Bakkhos, Bromios, Euhios, Dithyrambos ve başka metinlerde de İakkhos ve İobakkhos.
Hiçbir Olympos tanrısı bu kadar çok adla anılmaz. Çok adlılık Anadolu ana tanrısı Kybele ve onun benzeri Artemis’te görülür.
Dionysos’un adları anlamlıdır. Dionysos bugün tam olarak açıklanmış değilse de Dio ve Nysos diye iki kökten oluşmuştur. Dio ( Dio, Dia, Dii) kökeni taşımakta ve bu köken Latince Deus’ta görüldüğü gibi Tanrı anlamına gelmektedir. Buna Nysa eklenince Nysa Tanrısı anlamını almaktadır. Nysa İda benzeri efsane bir dağdır. Anadolu’nun birçok yerinde Teselya da, Mısır da Makedonya da giderek Hindistan ve Arabistan’da da Nysa dağları vardır. Anadolu’da bu adı taşıyan birkaç dağ ve Aydın yöresinde Sultanhisar da Nysa adlı antik kent bulunmaktadır.
Euhios, Bakkha’lar alayının kırda, bayırda kendinden geçmiş olarak tanrı coşkusu içinde koşarken bağırdığı “ Euhoy” ya da “Euhay” seslerinden türemedir.
İakkhos ise çığlık anlamına gelen “iakkhe” sözcüğünün erkek adına çevrilmesidir.
Bromios’a gelince açıkça bir ses benzetmesidir ve gürleyen, gümbürtülü anlamında bir sıfattır.

Dionysos coşkusu, yani şarap ve sarhoşluk insanları içinde yaşadıkları kalıpların baskısından da kurtardığı için bu tanrıya Yunanca “ Eleutheros” hür, özgür, özgürlük veren sıfatı takılmış, Roma dininde de Dionysos’un Latince adı tam bu anlama gelen “ Liber “ olmuştur.

Dionysos dışarıdan gelme bir tanrıdır. Hem yabancı hem de Helen pantheonuna aykırı düşen bir tanrıdır. Dionysos bir Lydia – Phrygia tanrısıdır. Homeros destanlarında açıkça Asia diye anılan yöreden gelmedir. Bakkha’lar korosunun ilk sözüğ “ asya topraklarından geliyorum.” Ve “ Tmolosu aştım.” Deyimi tanrının kendini tanımlamasına tıpatıp uygundur. “ Ben Lydia’nın altın ovalarından geliyorum.” Daha sonra da “ Vatanım Lydia’dır” der Dionysos. Kılığı kıyafeti, tavırları bu bölgenin özelliklerini taşır.. Davul, dümbelek, tef ve flüt Asya bölgesinin törelerindendir. Dionysos şöyle der Bakkhalara “… alın Phrygia’dan getirdiğimiz davulları, anamız Rhea ile benim için icat edilmiş davulları…” Bu Rhea denilen tanrıça Manisa dağı eteklerinde kayalara oyulmuş ana tanrıçadan başkası değildir.

Dionysos bir doğa tanrısıdır, topraktan fışkıran bitkileri ve bu bitkiler arasında insanı en çok etkileyenleri, yaşamına yön verenleri simgeler. Dionysos her bakımdan doğaya dönüktür ama onun simgelediği asıl büyük kuvvet doğanın kendisi değil insanla doğa arasındaki bir ilişki, insanı doğanın sırlarına erdiren büyülü bir güçtür.
Dionysos bu ereğe varmanın yolunu herkes için ve kolay açar: Bu yol şarap ve sarhoşluktur. Asma kütüğünün yeryüzüne yayılması ile uygarlığın buğdaydan sonraki aşaması gerçekleşmiştir.

İnsan ancak şarabı elde ettikten sonradır ki yaratıcılığın kökeninde bulunan değişim yapma gücüne kavuşmuştur.

Euripides’in son tragedyası İÖ V. Yy da Dinonysos dininin Yunanistanda ne kadar yaygın ve tutunmuş olduğunu gösterir. Bütün insanlara seslenen Dionysos tapımı bir halk dini olmuştur. Karakafalıların ve Pentheus gibi yarım alıllı yobazların kovmaya çalıştıkları bu tanrı binbir işkenceyle daha da yücelerek ilkçağda İsa Dinine örnek olmuştur.

Bektaşiliğin ve günümüze kadar gelen ve yaygınlığını yitirmeyen başka tarikatların kaynağında da ilk çağın Dionysos dininin bulunduğu herkesçe görülen ama geniş bir araştırma yapılmadığı için gün yüzüne çıkmamış bir gerçektir.

Teos'un baş tanrısı Dionysos'du. Dionysos'a gösterilen büyük saygı, İ. Ö. 3. yüzyıl sonlarında kentin itibarını büyük ölçüde arttırmıştı. Teos, Dionysos Sanatçılarının Batı Anadolu koluna merkez seçildi; toprakları kutsal ve dokunulmaz sayıldı. Sözünü ettiğimiz Dionysos Sanatçıları tüm Yunan dünyasında düzenlenen tiyatro ve müzik şenliklerine paralı sanatçılar sağlayan bir profesyonel oyuncular ve müzisyenler loncası idi. Dionysos Sanatçıları'nın diğer önemli merkezleri, Yunanistan'da Atina ve Tebai, İtalya'da Syrakusa ve Mısırda Ptolemais kentlerinde bulunmaktaydı.

Teos'daki merkezin yanı sıra bir çok kentte de yakın çevreye hizmet götüren ve tragedya, komedya, müzik, şarkı ve başka dallarda yapılan yarışmalarda ödül için boy ölçüşen yöresel şubeler kurulmuştu. Tiyatronun daima Dionysos'un koruması altında bulunması yüzünden, Dionysos Sanatçıları yalnız profesyonel değil, aynı zamanda dinsel bir topluluk niteliği taşıdılar ve vergi bağışıklığı ile can güvenliği başta olmak üzere, her yerde tanınan bazı evrensel haklardan yararlandılar.
Her şubenin kendine özgü bir düzeni vardı ve bağlı olduğu kentten geniş ölçüde özerk bir yapıya sahipti. Sanatçılar birliği ile söz konusu kent arasında ilişkiler özel bir anlaşma ile düzenleniyordu. Ne var ki Sanatçıların kolay insanlar olmadığını herkes bilir. Toplumun asla göz ardı edemeyeceği Dionysos Sanatçıları da kendilerini aşırı derecede önemsediler; bu yüzden adları sorun yaratan bir topluluk olarak kötüye çıktı. Philostratos onları, çok saldırgan bir grup sözcükleri ile tanımlar ve güçlükle bir düzene sokulabildiklerini söyler. Aristotelesin problemlerinden biri, Dionysos Sanatçıları neden kötü insanlardır? sorusuna ayrılmıştır. Düşünürün önerdiği çözüm, Sanatçıların çoğu zaman kuralsız bir yaşam sürdürdükleri ve sanatlarını sanat için değil, ekmeklerini kazanmak için yaptıkları, böylece bilgeliğe erişme çabalarına adayacak hemen hiç zamanların kalmadığı yolundadır.
İonia'daki loncanın tarihçesi, bu yargıyı hiçbir şekilde çürütmez. Başlangıçta her şey iyi gider. Teoslular bir talent değerinde bir arazi satın alıp, iyi dilekler ve dualarla Dionysos Sanatçılarına armağan ederler. Fakat çok geçmeden kavgalar başlar ve giderek sıklaşır. İ. Ö. 152'de patlak veren isyan sonucunda Dionysos Sanatçıları kentten kovulur. Sanatçılar Efes'e taşınmak zorunda kalırlar. Anlaşılan, Sanatçılar orada da pek sevilmemişlerdir. Pergamon Kralı II.Attalos onları Myonnesos'a gönderir. Bunun üzerine Teoslular Romalılar'a başvurarak kendi haklarının, sınırlarındaki başka bir kente verilmesinden yakınırlar. Sanatçılar bu kez Lebedos'a götürülürler. Sonunda iyi karşılandıkları bir yer bulmuşlardır. Çok az nüfusa sahip Lebedos, elindeki insan gücünü arttıran her türlü katılıma kucak açmaktadır. Ancak Marcus Antonius bir gün onlara Priene'ye taşınmalarını emreder. Neyse ki Kleopatra yararına yapılan bir çağrıdır. Kısa bir süre sonra Dionysos sanatçıları, Lebedos'a dönerler.....
Mitoloji Sözlüğü. ERHAT Azra Remzi Kitabevi 10. Basım Kasım 2001
Not: Yukarıdaki bilgiler Erkmen SENAN tarafından derlenen " Teos Antik Kenti Bilgileri-2 " den alıntılanmıştır.

3 yorum:

  1. Yürü be Cengiz. Kim tutar seni.

    YanıtlaSil
  2. Süpersin vallaha Cengiz ağabey.
    Ancak ben bu yazıyı da kitaba girecek formatta isterim.

    YanıtlaSil
  3. Arkadaşlar, böyle bir uğraş sonunda değil mutavzı bir kitap, neredeyse ansiklopedi çıkacak. Derleme de olsa.

    Yanlız bir konuyu atlıyorsunuz:
    O da sitemizin adını oylamaya koymak için üzerine çalışma yapan, isimleri yaratan arkadaştan !!! hiç bahsetmiyorsunuz. Sizin kadar zaman ayıramayanlar da var ama yine de hakkını yememek lazım değil mi ya!

    YanıtlaSil